online çiçek bahçe çiçekleri çiçeklerin gizemli dünyası

cicek cesitleri ve turleri

 

Çiçeklerde beslenme hakkında bilgiler



Peygamber çiçeği (Centaurea cyanus), Alem: Plantaezellikle Orta Avrupa'da bulunan mavi mor yapraklı çiçekleri olan bir bitki türü.

Bölüm: Magnoliophyta

Sınıf: Magnoliopsita

Takım: Asterales

Familya: Astraceae

Cins: Centaurea

Peygamber çiçeği (Centaurea cyanus), özellikle Orta Avrupa'da bulunan mavi mor yapraklı çiçekleri olan bir bitki türüdür. Bitki 40-90 cm uzunluğundadir. Mavi renkler protosiyanin pigmentinden dolayıdır. Polonya'nın resmi çiçeği olan peygamber çiçeği Avrupa kültürü ve folklorunda önemli yer tutar.

 
Bonsai ÇİÇEĞİ
Bonsai çiçeği bonsay olarak da bilinir. Anlamı Japonca da ‘ bon’ saksı ‘ sai ’ ağaç kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Köklerinin kısaltılması, dal ve sürgünlerinin bağlanması ve biçimlendirilmesi sureti ile saksıda yetiştirilen bodur ağaç çeşididir. Bonsai çiçeği Japonya da ‘ saikei’ denilen yayla peyzajı sanatının doğmasına neden olmuştur.
 

Begonya ÇİÇEĞİ
Beş cinsi içeren begonyagiller familyasının en önemli cinsi ( 600 tür ) olan begonya, Güney Amerika ve Güney Asya’ nın tropikal bölgelerinde kendiliğinden yetişir. Begonyalar bakışımsız yapraklı bireşeyli çiçekli küçük çalılar yada etli otsu bitkilerdir. Bahçecilikte üç tip begonya vardır: İpliksi köklü ve küçük çiçekli begonyalar ( Birezilya kökenli begonia semperflorens bunlardan biridir va Avrupa’ ya XIX. yy.da girmiştir.); Avrupa’ yad ha geç girmiş olan ve çok büyük çiçekli çok güzel bir çok melez begonya çeşitlerinin türetilmesine yarayan yumru köklü begonyalar : son olarak hem Asya hem Amerika kökenli, rengarenk süslü büyük yapraklı, kök saplı begonyalar. Ülkemizde, her üç begonya da, bahçelerde yetiştirilir ve salonlarda süs bitkisi olarak kullanılır.
 

Bambu ÇİÇEĞİ
Bambular iki yüzden fazla türe ayrılır. Bazı bilim adamları bunu beş yüze kadar çıkarırlar. Bambulardan çoğu Asya’ da, büyük bir kısmı ise Amerika’ da, bazıları Afrika’da, deniz yüzeyinde 3.000 m ( Himalaya ), hatta 5.000 m ( Andlar ) yüksekliğe kadar yetişir. Bambunun, içi boş ve düğüm düğüm bölmeli bir gövdesi, düğümlere bağlı sürekli yada süreksiz bir yaprak kını ve başaklardan oluşan az çok dallı salkım biçiminde çiçekleri vardır. En büyük bambu türü ( Cava’ da yetişen Gigantocloa maxima ) 45 m boy yapar. Hemen hemen bütün bambular, Güney Avrupa iklimine uyum gösterir. Bugün bambular tropikal kuşakta yer alan ülkelerin hemen hepsinde yetiştirilmektedir. Çin kçkenli olan saz bambu, Cezayir’ de yetiştirilir. Bambular kök parçalarıyla yetiştirilip çoğaltılır. Bambuların hafif fakat esnek ve dayanıklı olan gövdeleri ( sapları ), gemi direği ve yapı gereci olarak kullanılır. ( Çin ve Japonya’ da bazı köylerde evlerin tümü bambu odunuyla yapılmıştır.) bambu gövdeleri enine kesilerek, bunlardan vazolar, kutular, trampetler yapılır. Körpe filizleri sebze olarak yenilir. Bazı bambu türleri çok nitelikli kağıt hamuru verebilir. XVII. yy.’ da, Avrupa’ ya ithal edilen bambu gövdelerinden az çok işlenerek evlerde, teraslarda ve bahçelerde kullanılabilen hafif mobilyalar yapıldı. Türkiye’ de XIX: yy.’ ın ikinci yarısında, saray bahçelerinde yetiştirilmeye başlayan bambulardan bir grup bugün Beylerbeyi Sarayı’ nın bahçesindedir. Akdeniz ve Ege Bölgelerinde de bambu yetiştirilebilir.

 
Ateş Dikeni ÇİÇEĞİ
Ateş dikeni gülgiller (rosaceae) familyasının Pyracantha cinsinden, genellikle dikenli ve yaprak dökmeyen çalılara verilen ortak addır. Anayurdu Avrupa’ nın güneydoğusu ve Asya’ dır. Ateş dikenleri gösterişli meyveleri nedeniyle süs bitkisi olarak yetiştirilir, ayrıca çit olarak da kullanılır. Kısa yaprak sapları üstünde küçük, oval yaprakları, küçük ve beyaz çiçeklerin oluşturduğu salkımları ve kış ortalarına değin dalında kalan, turuncu ile kırmızı arasında değişen renklerde meyveleri vardır. Avrupa’ da yetişen ve boyu 4,5 m’ ye ulaşabilen Pyracantha coccinea’ nın süs bitkisi olarak değerlendirilen bir çok çeşidi geliştirilmiştir. Çin’ de yetişen P.atalantioides ile P.fortuneana da hemen hemen aynı boydadır ve her ikisinin de kırmızı meyveleri salkımlar halinde öbeklenmiştir. Anayurdu Tayvan olan P.koidzumii’ nin sık dalları, kırmızı mor sürgünleri ve turuncu-kırmızı renkli meyveleri vardır. Himalayalar’ da yetişen P.crenulata, 6 m’ ye ulaşan boyuyla küçük bir ağaçtır.


 
Atatürk Çiçeği
Atatürk çiçeği (Euphorbia pulcherrima), noel yıldızı ve ponsetya olarak ta bilinmektedir. Sütleğengiller (euphorbiaceae) familyasındandır ve kışın çiçeklenen bir süs bitkisidir. Ana yurdu Meksika ve Orta Amerika’dır; nemli, yağmurlu dere yataklarında ve kayalık yamaçlarda yetişir. Batı dillerindeki ponsetya adını bitkiyi 19.yüzyılda Meksika’ dan ABD’ ye götüren ve yaygınlaştıran ABD’ li devlet adamı Joel R. Poinsett’ den, Türkiye’ deki adını ise süs bitkisi olarak yetiştirilmesine ve tanınmasına ön ayak olan Atatürk’ ten alır. Ilıman iklimlerde açık havada yetişebilen ve 5 m yüksekliğe ulaşabilen çalı özelliğindeki bu bitki, soğuk iklimlerde saksıda yetiştirilir ve boyu genellikle 1 m’ yi aşmaz. Ortada küme oluşturan küçük sarı çiçekleri, taçyaprağa benzeyen, genellikle kırmızı renkli bürgülerle (yaprak benzeri yapılar) çevrilidir. Gövde ve yapraklardan sızan sütümsü özsu bazı duyarlı insanlarda ve hayvanlarda deriyi kabartıp tahriş edebilir; ama bu özsuyun öldürecek kadar zehirli olduğu yolundaki inanış yalnızca bir abartmadır. Atatürk çiçeğinin pembe, beyaz, benekli ve çizgili bürgüleri olan pek çok kültür çeşidi vardır; ama en beğenileni, dayanıklı bir süs bitkisi olan kırmızı Atatürk çiçeğidir.

 
Aslanağzı ÇİÇEĞİ
Aslanağzı, yüksükotugiller (Scrophulariaceae) familyasının, Antirrhinum cinsinden 40 kadar otsu bitki türüne verilen ortak addaki bir çiçek türüdür. Anayurdu Kuzey Amerika’nın ve Akdeniz bölgesinin batısıdır. Çiçekler boru biçiminde ve iki yanlı bakışımlıdır. Kapalı duran, dudak biçimli geniş bir ağzı vardır. Bu ağız pek çok böceğin içeri girmesini engellemekle birlikte, tozlaşmayı sağlayan güçlü arılar tarafından zorla açılabilir. Aslanağzı türleri sevilen bahçe bitkileridir. Süs bitkisi olarak yetiştirilen pek çok türü vardır.

 
Amber ÇİÇEĞİ
Halk hekimliğinde ağaçhatmiye (Hibiscus abelmoschus) verilen addır. Tohumları misk kokulu uçucu bir yağ taşır; dekoksiyon halinde iştah açıcı ve yatıştırıcı olarak kullanılır.
 
Akasya ÇİÇEĞİ
Genellikle hep yeşil yapraklı ve dikenli ağaç yada ağaççık (Bil.a.acacia; baklagiller familyası). Başta Avustralya olmak üzere (300 tür) sıcak ılıman ve yarı tropikal bölgelerde kendiliğinden yetişen 600 türü içerir.
İstanbul akasyası, batılıların gülibrişim (albizzia) adlı süs ağacına verdikleri addır. Savan akasyası; Parkinsonia aculeata nın yaygın adıdır. Yalancı akasya ise (Robinia pseudoacacia), salkım ağacının halk arasında bilenen bir adıdır.
Çok değişik biçimleri bulunan akasyanın çiçekleri genellikle sarı, bazen beyaz yada kırmızı renkte, başak yada toparlak baş biçimindedir; erkek organlar çok sayıda ve çıkıntılıdır. Meyve baklamsıdır. Yapraklar, kimisinde tüysü bileşik, kimisinde, özellikle Avustralya’ da yetişen türlerin çoğunda yeşil lam halinde yaprak sapı biçimindedir; bu da onlarda terlemeyi önemli ölçüde azaltır. Acacia heterophylla türündeyse bu özelliklerin tümünün bir arada görülür. Birçok akasya türü (en başta A.decurrens, A.dealbat, A.baileyana, A.longifolia) bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.
‘Kadıhindi’ denen bir madde, Çin’ de ve Birmanya’ da A.catechu’ nun odununun suda kaynatılmasıyla hazırlanır. Kadıhindi deri sepelemesinde, kumaş boyamada ve tıpta kullanılır. Akasyanın bazı türleri ise, özellikle A.arabica ve A.senegal, hücre erimesiyle oluşan ve halk arasında ‘arap zamkı’ adıyla anılan bir zamk verir. Tanen bakımından zengin olan akasya kabukları dericilikte kullanılır. Akasyanın Afrika’ nın Sahel ve Sudan-Sahel bölgelerinde yetişen bazı türlerinin (A.albida ve A.seyal) yaprakları ve badıçları geviş getiren hayvanlarca yenir. İki akasya türünde (A.sphaerocephala ve A.fistula) karınca toplulukları barınır.
 
Açelya ÇİÇEĞİ
Açelya yada açalya (lat.azalea; yun.adzeleos,kuru’ dan). Değişik renklerdedir ve bol çiçekli olmasından dolayı çok beğenilen bir çiçek türüdür. Açalya (açelya) küçük orman gülü olarak da bilinir.(Bil.a. Rhododendron indicum; fundagiller familyası.)


Lale (Tulipa)(Farsça  ), zambakgiller (Liliaceae) familyasından Tulipa cinsini oluşturan güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitki türlerinin ortak adı.

 
Bir toplumun ruh halini anlamak için, o toplumun uğraşlarına bakmak gayet mantıklı olabilir. Lâle sevgisinin özellikle Osmanlı Devleti nin çöküş döneminin, en gösterişli zamanında bir tutku haline gelmesi sosyolojik açıdan değerlendirilmesi gereken bir konudur.

 
Halk ve saray çevresinin bu çiçeğe karşı beslediği sevginin kaynağı, o dönemdeki iç ve dış durumlardan kaynaklanabilir. Artık Avrupa daki topraklarını kaybetmeye başlayan Osmanlı Devleti Pasarofça anlaşmasıyla girdiği barış dönemini, Lâle Devri adıyla yaşamıştır. Bu dönemde padişah ve saray çevresi büyük bir israfa başlamış, halk bu dönemde ağır vergiler altında ezilmiştir. Bu döneme Lâle Devri denmesinin sebebi yeni yapılan bahçeler,saraylar, kasırların lâlelerle donatılmasıdır. Saray çevresi ve halkın bunaldıkları savaş ortamından bir nebze de olsa güzel ortamlara uzaklaşma istekleri de bu tutkuya neden olmuş olabilir. Sadrazam İbrahim Paşa bile kendi elleriyle lâle yetiştirmektedir.

 

Lâle sadece Osmanlı Gerileme devrinde değil , Osmanlının bütün dönemlerinde gözdeliğini korumuştur. Anadolu ya Türklerle birlikte gelen lâle Selçuklu Döneminden itibaren Türkler için bambaşka bir yer tutmuştur. Lâlenin diğer çiçeklerden sıyrılıp Türk ruhuna değişik bir şekilde hitap etmesinin sebebi hayli ilginçtir. Gerek şekli, gerek ismi onu farklı kılmıştır.

 

Karanfil çiçeği Karanfiller (bahçe karafilleri) karşılıklı, ensiz, sivri yapraklı, düğüm düğüm ince saplı otsu bitkilerdir.

 

Dalcıkların ucunda tek tek ya da topluca bulunan çiçekleri beyaz, pembe ya da kırmızı renklidir. Her çiçek bir çanakçık oluşturan dört burgu yaprakçığıyla belirgindir. Bahçe karanfili en ünlüsüdür.

 

Bu karanfilin katmerli, yarı katmerli, alacalı ve hoş kokulu pek çok çeşidi vardır. Çok yıllık bir bitki olan bu karanfil türü kesme çiçek elde etmek için özellikle seralarda yetiştirilir ve çelikle üremesi sağlanır. Bahçe çeşitleri genellikle fideyle çoğaltılır ve iki yıllık ya da çok yıllık bitkiler gibi yetiştirilir. Kır karanfili (dianthus plumarius) çim gibi sık biten, çok zarif küçük çiçekli ve ince saçaklı taç yapraklıdır.

 

Karanfil iki yıllık ya da yıllık olan Çin karanfili (diantus sinensis) çok değişik çiçekli bir bitkidir. İki yıllık ya da çok yıllık bir karanfil türü olan kıllı karanfil ya da hüsnü Yusuf olarak da bilinen (diantus barbatus) sap ucunda şemsiye biçimde toplu küçük çiçekler açan bir türdür.

 

Karanfil çiçekleri balgam söktürücü ve öksürük kesici olarak infusyon ya da şurup halinde kullanılır. Karanfiller çoğunlukla kuzey yarı kürenin ılıman bölgelerinde, özellikle Akdeniz havzasında yetişen bitkilerdir. 80 kadar cinsi 2000 den fazla türü vardır.

 

Krizantem (Chrysanthemum), veya Kasımpatı yaklaşık 30 tür barındıran, Asteraceae familyasına bağlı bir cinstir. Asya ve kuzeydoğu Avrupa'ya yerlidir.

Otsu, yıllık bitkiler olan Chyrsanthemum türleri, yaklaşık 50-150 cm yüksekliğindedirler. Büyük çiçek başlarına sahiptirler, yabanileri beyaz, sarı veya pembe renkler gösterir.

Chyrsanthemum türleri bazı Lepidoptera türlerinin larvaları tarafından yiyecek olarak tüketilir.

Tarihçe;

M.Ö. 15.yüzyıl kadar erken bir tarihte dahi Çin'de krizantem bir çiçekli bitki olarak ekilmekteydi. Antik bir Çin kenti Chu-Hsien olarak adlandırılmıştı, bunun anlamı "kasımpatı kenti"dir. Çiçek Japonya'ya büyük ihtimalle M.S. 8. yüzyıl dolaylarında getirildi. İmparator çiçeği resmi mührü olarak kabul etti. Japonyada çiçeğin kutlandığı ve "Mutluluk Festivali" olarak anılan bir festival bulunmaktadır.

 

Çiçek Batı'ya 17. yüzyılda getirilmiştir. Carolus Linnaeus tarafından adlandırılan çiçeğin isminin kökeni, Yunanca chrys- ("altın") eki ve -anthemon ("çiçek") sözcüğüdür.

Avrupa'daki bazı ülkelerde ve Japonya'da, krizantemler ölümü sembolize etmekte ve bu nedenle sadece cenaze törenlerinde ve mezarlara koymak için kullanılmakta. ABD'de çiçek genellikle olumlu ve neşeli görülür.


Orkideler narin, cazip güzellikte, egzotik görünüşlü çiçekleri ile bütün dünyada en kıymetli çiçeklerin başında yer alır.

Bu çiçeklerin uzun ömürlü ve dayanıklı olması kesme çiçek olarak değerini daha da artırır.

Orkide sanılanın aksine sadece tropik bölgelerde yetişmez. Güney kutbu hariç bütün iklimlere yayılmış 20.000 den fazla orkide çeşidi mevcuttur. Mesela Anadolu ve Kıbrıs'da yetişen bir çok orkide cinsi vardır. Bunların bir bölümü "Sahlepgiller" olarak tanınır. Ülkemize has sahlep tozu bu bitkilerin yumrularından elde edilir.

Yazımızın konusu olan orkideler ise tropik veya yarı tropik iklimlerde yetişen ve süs bitkisi olarak kullanılan cinslerdir.

Bu orkidelerin çoğu tabii olarak ağaç üstlerinde yaşayan fakat parazit olmayan bitkilerdendir. ( Epiphytes)

Bu cinsler çiçekçilikte ilerlemiş ülkelerde, uygun sera şartları sağlanarak yıllardır yetiştirilmektedir. Hatta bir çok amatör meraklı kendi imkanları ile sera şartları hazırlayarak zengin canlı koleksiyonlar meydana getirmiş, bu işi hobi olmaktan çıkararak amaç edinmişlerdir. Biz sade vatandaşların ise ev bitkisi olarak orkide yetiştirebilmesi yakın zamanlara kadar akla bile gelmezdi. Fakat son zamanlarda yine batıdan başlayan bir akımla ev şartlarında en kolay yetişen orkideler keşfedildi veya melezleri üretildi. Adım başı rastlayabileceğimiz büyük marketlerde, seralarda satışa sunuldu. Bu işin heveslileri günden güne çoğaldı. Artık salonumuzda başdöndürücü güzellikleri ile bu zarif çiçeklerin boy göstermesi hiç de hayal değil..

Orkideler diğer bitkilerden daha fazla ilgi bekler. Ancak onları ev şartlarında hayatta tutmak pek zor değildir. Önemli olan en uygun ortamı sağlayarak bol çiçek açmalarını sağlamaktır.

 

Gül, sevginin ifadesidir. Güller insanoğlunun bildiği, aşkı, sihiri, sevgiyi, ümidi ihtirası sembolize eden ilk çiçeklerden biridir. "GÜL" ismi anlamı "kırmızı" olan latince rosa kelimesinden gelmektedir.Fakat güller çok farklı renklerde bulunur ve latince olarak "roses" olarak adlandırılır.

İlk Gül fosili 3.5 milyon yıl öncesine aittir ve Irak'da Sümerlere ait yazıtlarda kayıtlara geçmiştir.Bilinen bu ilk güllere "Damask" gülleri denir ve eski Mısır Mezarlarında bulunmuştur.

Modern Güller ise 1867 yılında ilk defa hibridleme yöntemleriyle üretilmişlerdir.

Tarih boyunca botanistler 200 gül çeşidi sınıflandırması yapmışlardır.

Nebukednazar kendi sarayında dekoratif olarak gülleri kullanmıştır.

''Persia" adını verdiği parfüm yağını geliştirmiştir.Çok farklı anlamlar ifade eden güllerin çok farklı renkleri vardır.Ayrıca günümüzde hibridleme yöntemleri ile çok değişik şekil ve renkde güller üretilmiştir.

10.000 in üzerinde gül hibridleme yöntemi ile üretilmektedir ve genelde o gülü ilk üreten kişinin adı ile anılmaktadır.

Gallicas, Damasks, Albas, Centifolias, Mosses, Chinas, Portlands, Bourbons, Teas, Hybrid Perpetuals ve Noisettes modern klasik gül çeşitleridir. Ve genelde üretildikleri yer veya kişinin adı ile anılmaktadır. Eski güller modern güllerden daha fazla kokulu veaslidir. Parfümlerde daha çok eski güller tercih edilir.

Manolya, manolyagiller (Magnoliaceae) familyasından Magnolia cinsini oluşturan her dem yeşil ve yaprak döken odunsu bitki türlerinin ortak adı.

Saçak kök yapısına sahiptirler. Çok kalın değildir. Genç sürgünler, tomurcuk ve agregat meyve pas rengi tüylerle sık bir biçimde örtülmüştür. Çok çatlaklı değildir. Yaşlandıkça çatlaklar oluşur. Kahverengindedir. Ucu küt ya da hafif sivri, dip tarafı kama şeklinde sonuçlanır.

Manolya türlerinin tabii alanı oldukça dardır. Kuzey Amerika'nın doğusu, Orta Amerika, Batı Hindistan ve de Doğu ve Güney doğu Asya'yı içerir. Bugün manolyanın çok türü ve herhangi bir zamanda artırılan miktarı, Kuzey Amerika'nın büyük bir kısmında, Avrupa, Avustralya ve Yeni zellanda'da süs ağacı olarak bulunabilir. Tür adını, Montpillier (Güney Fransa'da bir şehir)li Fransız botanikci Pierre Mognal'dan alır.

Monolyaların ilkel türler olduğu kabul edilir. Arıların yayılıp görünmesinden önce, çiçekler tozlaşmayı kın kanatlı böcekleri teşvik ederek sağlıyordu. Sonuç olarak, manolya çiçeklerinin dişi üreme organlarının (karpel) böceklerin yeme ve sürünmele zaralarından sakınacağı düşünülür M.acuminata 'nın 20 milyon yıl öncesine tarihli fosilleşmiş türü bulundu.

Manolya, Missisipi ve Luzyana'nın resmi devlet çiçeğidir. Missisipi'de çiçeklerin bolluğu "Manolya Devleti" takma adına yansıdı. Manolya aynı zamanda Missisipi'nin resmi devlet çiçeğidir.


menekse Dünyanın bir çok yerinde yetişebilmekle beraber en çok kuzey yarımkürede yetişir. Ayrıca Hawai ve Güneydoğu Asya'da da yetişebilir.

Menekşe, menekşegiller (Violaceae) familyasına bağlı Viola cinsini oluşturan çoğunlukla saksılarda yetiştirilen bitki türlerinin ortak adı. 400 ile 500 arası türü bulunmaktadır. Dünyanın bir çok yerinde yetişebilmekle beraber en çok kuzey yarımkürede yetişir. Ayrıca Hawai ve Güneydoğu Asya'da da yetişebilir. Doğada aydınlık, fakat gölgede ve nemli bölgelerde yetişir.

Genellikle uzun ömürlü olabilen menekşe türü, bazen dönemlik de yaşayabilir. Yaprakları kalp şeklini andırır ve düzensiz, asimetrik (çarpık) çiçekleri bulunur. Bu çiçekleri menekşe familyasının içindeki türlerin ayırt edici özelliğidir. Çiçeklerinin rengi genellikle, çiçeğin adını verdiği menekşe rengindedir. Fakat mavi, sarı, beyaz, pembe ya da çok renkli açan türleri de bulunur. Çok bol çiçek açar, tüm bahar ve yaz döneminde çiçek açtığı görülebilir.

Menekşe çiçeği, salata süsü olaray ya da balık yemeklerinde tat vermesi için kullanılır. Tatlılarda da, sufle, krema ve bu tarz yemeklere tat vermesi için eklenir. Taze yaprakları da, çiğ olarak, veya pişirilerek sebze yemeği olarak yenebilir. Çiçekleri, yaprakları ve kökleri A ve C vitamini açısından zengindir. Bir tür antioksidan olan anthyocynanin içerirler.


Papatya;
Mayıs ve Ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yıllık otsu bitkidir.

Papatyagiller (Asteraceae), Bileşikgiller olarak da bilinir, iki çenekliler sınıfından bir bitki familyası. Familyanın ismi yıldız şeklinde çiçekleri bulunan bir cins olan Aster türünden gelmektedir. Asteraceae, 1.100 cins ve 20000'den fazla tanımlanmış türüyle, Magnoliophyta bölümündeki ikinci en geniş familyadır. Sadece orkidegiller (Orchidaceae) familyası tanımlanmış yaklaşık 25.000 tür ile daha geniştir.

Bu familyadaki tüm bitkiler çiçek durumuna sahiptir, yani çiçek başı; bu tek tek küçük çiçeklerden oluşmuş bir kümedir. Bu küçük çiçeklere kömeç (floret) denir. Asteraceae familyasındaki bitkiler genelde bir veya iki çeşit çiçekcikleri bir arada barındırırlar.

Bu bitkilerin çiçek durumunun kompozit yapısı, taksonomistlerin bu familyayı Compositae olarak anmasına yol açmıştır.


Sümbül, Hyacinthus cinsine ait soğanlı bitkilerden olup daha önce Zambakgiller (Liliaceae) familyasının üyesi olarak kabul edilmekte iken şimdi yeni bir familya olan Hyacinthaceae altında incelenmektedir.

Sümbüllerin anayurdunu doğuda İran ve Türkmenistan'a kadar dağılım gösteren doğu Akdeniz bölgesi oluşturmaktadır. Hyacinthus, Yunan mitolojisinde Sparta Kralı'nın genç oğlu olup yeniden doğuşu simgelemektedir.

İslam peygamberi HZ. Muhammed 'in "İki somun ekmeğimden birini sümbüller almak için değişirdim, ki onlar benim ruhumu besler." dediğine şahid olunmuştur.


Kamelya Asya kökenli, sert ve hep yeşil yapraklı ağaççık yada çalı türünde bir bitkinin çiçeğidir. Kamelyanın iri beyaz çiçekleri vardır.

Pembe, kırmızı çiçekli olan kamelyalarda vardır. Kamelyanın çiçekleri burgu yapraklarının çanakyaprağı, çanakyapraklarının taçyaprağa dönüşmesiyle katmerlenir. Dayanıklı olmakla birlikte kardan korunması gereken bu bitkiler asit topraktan hoşlanır.

Kamelyalar bol su isteyen bitkilerdendir. En fazla 1, 1.5 metreye kadar uzarlar. Kimi yabani türlerden özellikle C.japonica dan bir çok çeşidi ve kültivarı elde edilmiştir.

C.chinensis, thea sinensisle eş anlamlıdır ve kurutulan yapraklarından çay elde edilir. Melez kamelya ve asil kamelya an çok bilinen türleridir.

 

Zambak (Lilium), zambakgiller (Liliaceae) familyasının Lilium cinsinden genellikle soğan ile üreyen mevsimlik çiçekli bitkilerin adıdır.

Alem: Plantae (Bitkiler)

Şube: Magnoliophyta

(Kapalı tohumlular)

Sınıf: Liliopsida

(Bir çenekliler)

Takım: Liliales

Familya: Liliaceae

(zambakgiller)

cins: Lilium

Zambakgiller familyasında bu cinse ait 110 civarında bitki türü vardır.

Genellikle bahçe ve süs bitkisi olarak kullanılır, bazı soğanlı türleri de insanlar tarafından yenilebilir. Bu cinse ait zambak türü asıl zambaktır, isminde zambak geçen başka bitkilerde olmasına rağmen onlar diğer gruplara aittir.


Nergis, (Narcissus) cinsinden bitki türlerine verilen addır. Bu bitkilerde sap 20-80 cm kadar yükselebilmektedir.

Taç yaprakları, beyaz veya sarının karışımları şeklinde görülen Nergislerin anavatanları Avrupa'dır. Bu bitkilerin en çok tür zenginliğine İspanya ve Portekiz'de rastlanmaktadır. Ancak doğal olarak tüm Akdeniz kıyılarında, hatta bunun uzantısı olan Japonya'ya kadar aynı enlem dereceleri arasında görülmektedir. Dünyada Avrupa, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika ülkelerinde tarımı yapılmaktadır. Narcissus poeticus, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde özellikle Karaburun ve Mordoğan'da yetiştirilmektedir. Mordoğan, nergisin anayurdu olarak sayılmaktadır.

Anavatanı Avrupa olan bu bitkilerin en çok tür zenginliğine İspanya ve Portekiz'de rastlanmaktadır. Ancak doğal olarak tüm Akdeniz kıyılarında, hatta bunun uzantısı olan Japonya'ya kadar aynı enlem dereceleri arasında görülmektedir. Dünyada Avrupa, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika ülkelerinde tarımı yapılmaktadır. Narcissus poeticus, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde özellikle Karaburun ve Mordoğan'da yetiştirilmektedir. Mordoğan, nergisin anayurdu olarak sayılmaktadır.

Fesleğen ÇİÇEĞİ
Ballıbabagillerden, saksı da yetiştirilen güzel kokulu bir ottur. İlmi adı Ocimum’dur. Cüce fesleğen, kırlarda yetişen pembe, kırmızı veya eflatun çiçekli, kokulu bir bitkidir. Fesleğen yeşil yapraklı kokulu bir bitkidir. Yaprakları kekik gibi bahar ve koku verici olarak kullanılır. Kokusundan dolayı haşereler fazla yaklaşamaz. Yapraklarına dokunulduğunda koku verir. Yara iyileştirici ve sinir yatıştırıcı suların bileşimine girer.


Kaktüsgiller (Cactaceae), gövdeleri etli ve yaprakları diken şeklini almış bir çiçekli bitkiler familyasıdır.

Kaktüs, cins adı olmamasına rağmen, kaktüsgiller familyasını oluşturan gövdeleri etli, yassılaşmış ve sulu olan, yaprakları diken şeklini almış bütün çiçekli bitkilere verilen ortak addır.

Genellikle çöllerde ve tropiklerde yaygınlardır. Sukkulent gövdeleri aynı zamanda özümleme görevini de yapar.

Çölde yetişen Saguaro, en büyük kaktüslerden biridir. Yetişkinleri genellikle 12 metre boya ulaşır, nadiren de 15 metreyı aşanları bulunur.

Kaktüsgillerin suya ihtiyaçları çok azdır. bolsulu ve çok yağışlı hava istemezler.

Kaktüsler çok yağış ve su istemeyen bitkilerdir. Genellikle çöllerde ve sıcak iklimlerde yetişirler. Kökleri çok uzun ve kalındır. Bu özellikleri ve yapraklarının diken şeklinde olmaları, onları diğer bitkilerden ayırır. Kaktüslerin eni ve boyu iyi beslendiği takdirde oldukça uzun ve kalındır. Bazı kaktüslerin dikenleri zehirli olabileceği gibi, her şekilde deriye battığında ince dikenleri yüzünden çok can acıtırlar ve çıkarılmaları zordur.

 

 

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol